ic mekandaki mukemmelligin sirri, kucuk detaylarin ustaca cozumunde saklidir. Bu detaylara gosterilen ozenle birlikte sekil, renk ve fonksiyon arasinda kurulan uyum sonucunda mekan icinde essiz bir gorsel solen yaratmak mumkundur.

 

Alci, dogadaki en iyi hammadde olmasinin disinda, sagladigi esneklik, akustik performans, yuksek dayanim, doga dostu olma ozellikleri ile pek cok tasarimcinin fikir ve tasarimlarini zenginlestirmistir… …ve bugune kadar, dunyadaki pek cok modern binanin dogal bir parcasi olmustur. Aslinda alcinin kullanilmasi 5000 yil kadar gecmise, alcinin ozel niteliklerinin ilk kesfedildigi ve harc olarak piramitlerde kullanildigi eski Misir’ a dayanmaktadir. 1775′ te Lavoisier’ nin alcinin formulunu bulmasi, boylelikle endustriyel alci uretimine gecilebilmesi ve 1888′ de Sackett’ in alci plaka ureten makinayi bulmasi ile bu muhtesem malzeme, yapi sektoru icinde kendine daha genis kullanim alanlari bulmustur. Yillar boyunca alci, ozelliginden hicbirsey kaybetmemis, aksine yeni kesfedilen ustun ozellikleriyle birlikte endustriyel olarak islenerek, mimarideki kullanimini artirarak surdurmustur.